“Ey iman edenler! Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.”

﴾7﴿ (Muhammed Sûresi, 47)

Evlilik

Bir toplumun temelini oluşturan temel unsur ailedir ve aile evlilik yoluyla oluşur. Böylece insanlar çiftler olarak yaratıldılar ve Allah cc. şöyle buyurdu: “Sizi bir tek candan yaratan, kendisiyle mutlu olsun diye ondan da eşini yaratan O’dur. Erkek eşiyle beraber olunca kadın hafif bir yük yüklenir, onu bir süre taşır; hamileliği ağırlaşınca rableri olan Allah’a şu sözlerle yakarırlar: “Andolsun, bize kusursuz bir çocuk verirsen kesinlikle şükredenlerden olacağız!” ﴾189﴿ (A'râf Sûresi, 7). “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” ﴾13﴿ (Hucurât Sûresi, 49). Dini nikah töreninizin sorunsuz bir şekilde gecmesi için talimatlara uyulmalıdır:

Cenaze

“Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler.” ﴾156﴿ (Bakara Sûresi, 2) Her başlangıcın bir sonu vardır, her canlının bir hayatı vardır ve her yaşamın bir sonu vardır. İnsan, evrenin özü olarak, elbette, zamanı geldiğinde ölecektir. Ölüm bu hayatın sonu anlamına gelse ve geride kalanlara yas bıraksa da, ölen kişi için son değildir. Daha ziyade, ölüm fani olan dünyadan ebedi hayata geçiştir.

Hayatın bu zor evrelerinde daima yanınızdayız ve gereken her desteği veriyoruz. Sizlere aşağıdaki yardımı sunmaya çalışıyoruz:

Mevlit

Camimizde Mevlit (Süleymam Çelebi tarafından peygamber efendimizin doğumunu ve üstün niteliklerini medih ile anlatan naat) programları düzenlemekteyiz. Özel gün ve gecelerde, cenazelerde, çocuklarımızın sünnet ve gençlerimizin düğün merasiminde bu ve benzeri hizmetleri birlikte organize etmekten onur duyuyoruz.

Hac ve Umre

Hac
İslam'ın beş şartından biri olan Hac, her Müslümanın temel dini görevlerinden biridir. Kendisine hac farz olan kimsenin, haccını bizzat eda etmekle yükümlü olması için, sağlıklı olması, tutukluluk veya yurt dışına çıkma yasağı gibi bir engelinin bulunmaması ve yolun güvenli olması şarttır. Kur'an‘ın emirlerine (Kur'an 3/97) göre, her yetişkin Müslüman, hayatında en az bir kez Mekke'ye hacca gitmekle yükümlüdür. Mekke'ye yapılan hac yolculuğu ile Müslüman, İslam'ın kökenlerine atıfta bulunulur ve Kur'an vahyinin indirildiği yere yönlendirilir. M.S. 632 yılında Hz. Muhammed (sav) Mekke'ye hacca gitti. Bu hac yolculuğunda yaptığı hac fiilleri, tüm zamanların hacıları için bağlayıcı olarak kabul edilir.
Hac yolculuğunun varış noktası öncelikle İbrahim (as) ve oğlu İsmail (as) tarafından Allah'ın ve insanın evi olarak inşa edilen Kabe'dir (Kur'an 2/124 – 129). Hac, ancak hacıların özel iki parçadan oluşan (ihram) ve zorunlu hac ritüelleri şartlarına boyun eğmeleri halinde geçerlidir.

1. İhram (iki parça – İzâr ve Ridâ)
Hacı, Mekke topraklarına girmeden önce, mikat adı verilen belirli buluşma noktalarında hac farizasını yerine getirme niyetini teyit etmelidir. Bu niyet, Hac sırasında her eylemden önce de ifade edilir. Daha sonra abdest alarak ve diğer arınma törenlerini gerçekleştirerek, giysilerini çıkararak, dikilmemiş iki beyaz bez giyerek (biri kalçalara diğeri omuzlara) böylece ihram yasakları başlar. Hac yolculuğunun sonuna kadar hacı, ihram yasaklarını bozacak her türlü eylemden kaçınmalıdır.

2. Tavaf (Kabe'nin etrafında tavaf)
Mekke'deki Kutsal Mabed Kabe'nin etrafında yedi defa dönmektir. Kabe bu esnada sol tarafta bulunur. Şavt Hacer-ül Esved ile başlar ve orada biter.

3. Tavaf duası
Kabe'yi tavaf ettikten sonra hacı, İbrahim'in (as) makamında iki rek’at tavaf Namazı kılar.

4. Sa'y
Tavaf Namazından sonra hacı Mes'aya gider. Mes'a, Safa ve Merve tepeleri arasındaki mesafedir. Hacı bu tepeler arasında üç defa hızlı hızlı yürür ve tekrar geri döner (Kur'an 2/158). Böylece 3 gidiş 4 geliş 7 kere Safa-Merve arasında Say eder.

5. Taqsir (kısaltma)
Sa‘y yaptıktan sonra tırnak uzunsa kesilir, saçlar biraz kısaltılır. Her ikisinin de yapılması tavsiye edilir. Bundan sonra ihram yasakları kısmen ortadan kalkar.

6. Arafat
Zilhicce’nin 8'inde hacılar tekrar ihrama girerler ve gruplar halinde Mekke'den yaklaşık yirmi beş kilometre uzaklıktaki Arafat Dağı'na giderler. Zilhicce’nin 9'unda öğleden gün batımına kadar Arafat'ta kalmalıdırlar.

7. Meş’ar
Gün batımından sonra hacılar tekrar Arafat'tan ayrılır ve Zilhicce'nin 10'unda güneş doğana kadar kalacakları Meşar'a (Müzdelife) hareket ederler. Hacılar Mashar'da kaldıkları kısa süreyi 49 ya da 70 taş toplamak için kullanıyor.

8. Mina
Meş’ar dan kısa bir süre kaldıktan sonra hacılar, gün doğumundan sonra Mina sınırını geçecek şekilde hac yolculuklarına devam ederler. Orada Cemre-i Akabe denilen bir sütuna 7 taş atarak sembolik olarak Şeytan'ı taşlarlar. Üzerinde kurbanlık hayvanlar kesilir. İslam dünyasında kutlanan Kurban Bayramı (Id al-Adha) İbrahim'in kurban edilişini anar (Kur'an 37/107; 2/1241) ve Zu I-Hicce ayının 10'unda kutlanır. Bunu takiben saçlar kırpılır veya kesilir ve ihram yasağı kısmen ortadan kaldırılır.

9. Tavaf
Şimdi hacılar tekrar Mekke'ye gider, Kabe'nin etrafında yedi tur daha atar ve iki rek‘at Tavaf Namazı kılarlar.

10. Sa'y ve Son Tavaf
Safa ve Merve arasındaki koşu tekrarlanır. Daha sonra Kâbe'nin etrafında son bir tavaf yapılır ve ardından iki rekat Namaz kılınır. 11. ve 12. günlerde, yukarıda belirtilen ve diğer iki sütuna 7'şer taş atmaları gerekmektedir. Böylece zorunlu hac ziyareti sona ermiş olur. Kendi isteğiyle 13. gün Mina'da kalanların taşlama törenini tekrarlamaları gerekir. Hacılar genellikle Mekke'de birkaç gün daha kalır ve bu fırsatı daha fazla ibadet etmek ve dünya Müslümanlarının işlerini tartışmak için kullanırlar.

Umre
“Sözlüklerde “ziyaret etmek” anlamına gelen umre, dini bir kavram olarak, özel bir şekilde Kabe’nin ziyaret edilmesini ifade etmektedir. Umre, belirli bir zamana bağlı olmaksızın (Arefe günü ile Kurban Bayramının ilk dört günü hariç) ihrama girip tavaf ve say yaptıktan sonra, tıraş olup ihramdan çıkarak yapılan ibadettir.“

Umrenin hacdan farkı, Arafat ve Müzdelife vakfesi, kurban kesme, şeytan taşlama görevlerinin umrede bulunmamasıdır. Bundan dolayıdır ki, umreye “hacc-ı asgar”, yani küçük hac, hac ibadetine de “hacc-ı ekber”, yani büyük hac denmiştir. Hanefî ve Malikîlere göre bir müslümanın ömründe bir kez umre yapması müekked sünnettir.

Şafiî ve Hanbelîlere göre ise farzdır. Bakara Sûresi’nin 196. ayetinde Cenab-ı Allah umre ibadetinden bahsederek: “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın…” diye emretmiştir. Yani nafile bile olsa hac veya umreden birine veya ikisine başladınız mı tamamlayın, eksik bırakmayın veyahut tam olarak yerine getirin. Ne başından ne sonundan eksik yapmayın… anlamında bu ibadetin önemi üzerinde durulmuştur.

Ebu Hureyre’den (ra) bir rivayette: “Bir umre, diğer umreye kadar arada işlenenler günahlar için keffarettir. Haccı Mebrurun karşılığı cennetten başka birşey olamaz!” diye söyleyen Peygamberimizin “bir umre, diğer umre” tabiri, bir umre diğer umre ile birlikte şeklinde anlaşılmıştır. Yani mana “bir umreden sonra bir umre daha yapılırsa, bu ikisi arasında işlenmiş olan günahlara keffaret olur,” diye anlaşılmıştır.

İbn Abbas’ dan (ra) bir rivayette: “Hacla umrenin arasını birleştirin. Zira bunlar günahı, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler.” diye buyuran Peygamberimiz, bu sözü ile, temizliğin çok güçlü bir manevi temizlik olacağının benzetmesini yapmıştır. Yine Ebu Hureye’ den (ra) bir rivayette:“Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.” diye buyuran Peygamberimiz çocuk, kadın ve yaşlı birinin hac ve umreyi yaparak cihad ile aynı sevabı kazanabileceğini bildirmiştir. Ayrıca bu Hadis-i Şerif’ten, insan ruhunun bu üç ibadetle de aynı terbiye ve eğitimi alabileceği vurgulanmıştır.